Küba'da Akciğer Kanseri Tedavisi
Küba tıbbının genetik mühendisliği alanındaki son başarılarının arasında kansere karşı ürettiği aşılar yer almaktadır. Aşı tedavileri, ileri vakalarda bile hastalara daha kaliteli bir yaşam sunabileceğini göstermiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, Kübalı bioteknoloji uzmanları kanseri önleme konusunda geliştirdikleri bu yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde kanseri terminalden kronik bir hastalığa dönüştürdüler.
Küba’da geliştirilen CimaVax ve Vaxira gibi aşılar vücudun bağışıklık sistemini uyararak kanser ile savaşmasına hazırlık yapar.
Aşı; ilaçla kanseri durdurmak yerine, vücudun kendi bağışıklık sistemini ayağa kaldırarak kanserle savaşmasını sağlıyor. Peki, bu durum nasıl oluyor? Tümör içerikli hücre, bağışıklık sistemini yanıltıyor. Bağışıklık sistemi, tümör hücresini kendisinden bir parça zannediyor. Vücudun kendisinin bir parçası olduğunu zannettiği tümör hücresi ise gün geçtikçe istediği gibi büyüyor. Tam bu süreçte de var olan tümör hücrelerinin büyümesini ve metastaz yapmasını önleyen kanser aşısı devreye giriyor. Cilt altına enjekte edilen aşı, tümöre karşı savaşan bağışıklık hücrelerini uyarıyor. Uyarı sonucunda; vücut, o tümör parçasının kendisine ait olmadığını anlıyor ve hastalığı durduruyor. Tedavide; tümörün ürettiği ve kan dolaşımında bulunan “epidermal büyüme faktörü” (EGF de denilen epidermal büyüme faktörü kanser hücrelerinin büyümek ve bölünmek için ihtiyacı olan bir proteindir.) hedef alındığı için, kötü huylu hücrelerin istediği gibi büyümesi engellenmiş oluyor. Amaç; kanseri kronik bir hastalığa dönüştürmek ve ilerlemesini önlemek.
CIMAvax kanser tedavisi, hastanın bağışıklık sistemini uyararak EGF’yi durdurur. Kandaki EGF azalır ve kanser hücrelerinin büyümesi ve yaşaması durur. Antitümoral bir antikorddur. Racotumomab (Vaxira) Küba Moleküler İmmünoloji Merkezi ve Arjantin Buenos Aires Üniversitesi ile ortaklaşa Racombia adlı konsorsiyum tarafından geliştirilen bir aşıdır. Bu aşı kanser olmayan insan hücrelerinde bulunmayan ve kanser gelişmesiyle mutasyonla (değişime uğrayarak) oluşan bir proteini (NeuGcGM3 gangliositi) tanıyarak ona karşı bağışıklık hücrelerini (antikorları) harekete geçirir. NeuGcGM3’ün küçük hücre dışı akciğer kanseri(KHDAK) malign melanom, meme kanseri ve nöroblastom gibi bazı çocukluk çağı kanser hücrelerinde yoğun olarak bulunduğu bildirilmektedir. Aşının etkili olabilmesi için, önce kemoterapi ile kanser hücre sayısının bağışıklık hücreleri tarafından alt edilebilecek bir sayıya indirilmesi yani tümör yükünün azaltılması gerekir.
Hiçbir yan etkisi bulunmuyor!
Aşının hiçbir yan etkisinin bulunmaması; bu tedavinin en büyük avantajı. Bugüne dek ilacın enjekte edildiği cilt bölgesinin altında dahi herhangi bir değişiklik ya da yan etkiye rastlanılmadı. Bu durum, tedaviyi tercih etme sebebi olarak kılıyor.